Insanlar evlenmeye karar verdikleri zaman, verilen karar ile düğün arasında çok kritik bir maratona giriştiklerinin farkında değiller. Olmamaları da normal çünkü ilk defa evlendiklerini varsayarsak, tecrübe etmedikleri için dumur oluyorlar.
Konu şu; evlenmeye karar verildiği an düğün masraflarından tutun evin esyalarından fotoğrafcısından balayına kadar herşey bir masraftır. Aslında kültürel olarak farklılık olsa da genelde adetler yukarı aşağı aynıdır. Erkek üstüne düşenş alır ve hazırlar, kız ise yapması gerekenleri tamamlamaya çalışır. Mantıksal olarak yaklaştığında aslında bu kurallardan ziyade en önemlisi karı koca adaylarının birbirleri ile konuşup beraber hareket etmesidir. Bu olunca hiç bir sıkıntı söz konusu olmaz.
Gel gelelim bazı kazma insanların düşüncelerindeki samimiyetsizliklerine. Bir arkadaşımla konuştum bugün (adı lazım değil) herif evlenecek ama ailesinden gerekli desteği alamadığından dolayı biraz muzdarip. Haklıda sonuçta bizler evlenirken genelde ailelerimizin desteği ile hareket ederiz. Durumu olmayanlar da vardır ama yinede bir şekilde ir şeyler yapmaya çalışır aileler. Bu arkadaşımın ailesi bu konuya çok sıcak bakmıyor olmalı ki arkadaşım çoğu şeyi ben kendim yapacağım kahretsin moduna girmiş. Bende önceden tecrübeli olduğum için benimle paylaşma ihtiyacı duymuş. Ancak bana öyle şeylerden bahsediyor ki; bahsetmiş olduğu konular da ailesinin ne kadar umursamaz ve sinsi olduğunu bir yandan anlatıyor, diğer yandan ailesinin karakterisitik yapısından kendisininde nasibini fazlasıyla aldığını gösteriyor. Ulan arkadaşım tabi ki elindeki paraya göre konuşacaksın. Tabi ki elinden geleni kesene göre ayarlayıp sunacaksın, ama 10 liran varken sanki 1 liran varmış gibi gösterip sıkıştıkca da ¨Ha burada da 1 lira var, şurada da 1 lira var¨diyerek neticede 10 lirayı tamamlayabileceğini gözüme sokmayacaksın. Ben senin evleneceğin kız değilim ki benden saklıyorsun. Ben kızın babası değilim ki ¨Yazık damadıma ben biraz para çıkartayım¨diyecem. Diğer yandan internet sitelerinde okuduğun erkek tarafı şunu yapar kız tarafı bunu yapar makaleleri sonrası ¨Oha kızın gelinliğini de mi ben alacağım? Neyse be onu kıza yıkarım¨diyerek gülücükler koymayacaksın.
Bu tarz bir insansın ve evlenmeyi düşünüyorsun. Çok entersan geliyor bana bu. Ya samimiyetsizsin ya da sen bu kızı sevmiyorsun arkadaş. Bana kalsa, kızı tanısam gidip anlatırım bunları kendini kurtarsın ama ne yazık ki tanımıyorum.
Arkadaşlar ben doğrucu davut değilim aslan da değilim kaplan da ama birşeyi çok iyi bilirim. Bir insan başka bir insanla hayatını birleştirip bir ömür paylaşmayı hesaplıyor ise, bu a... koduğum para hesabını yapmıyacak ve işin doğrusu neyse onu söyleyip hareket edecek. Dürüst olmadığın süre boyunca sen nasıl mutlu olmayı düşünüyorsun anlamış değilim. Ben bugün senden tiksindim. Sizin sonunuzu ben çok hayır görmüyorum ama inşallah evlenir mutlu olursunuz da sende düzelirsin.
Not: Yavşaksın, sana zamanında yardım etmemekle ne kadar doğru bir karar verdiğimi bana tekrar gösterdiğin için teşekkür ederim (demeseydim rahatlamazdım)
Hade kolay gele....
Acıklama: Bu yazı lazy type arkadasımız Ceren tarafından bana iletildi. Kendisi neden buraya yazmadığı ise sonda saklıdır.
YanıtlaSiltarafınızca verilen runaway bride sıfatına sahip olan benim için şimdi bu yazıyı okumak tedirginliğime tedirginlik kattı. evlenme arefesinin bu işleri adamın midesini kaldırıyor gerçekten... öyle ki sırf bu erkek tarafı kız tarafı muhabbetlerinden, olası samimiyetsizliklerden olan korkum yüzünden şöyle düğünsüz-gelinliksiz-ve hatta törensiz bir geçiş isterim ben hep içten içe-eşiniz hanımefendi bilir ve saçmalama der hatta:)-. bu durum hoş karşılanır bi durum değildir bilir herkes: aman kızım el ne der, yok ben ailenin tek/ya da ilk oğlu-kızıyım millet şimdi düğün bekler.. ve belki daha da önemlisi ele takılan altınları nasıl toplicaz... yani bunun dışında zaten anlıyorum... evet, tamam, bi tören lazım, duyurmak da nikahın nikah olması için şart! fakat işte yazmışın ya sen de, biliyorsun işte o duyguyu: ne aldın ne verdinin zarif bünyelere verdiği mahcubiyetle karışık bir tuhaf duygu... neden mahcubiyet; çünkü bilmeyiz biz murat kardeş, on para beş lira lafı etmek bize ayıp kaçar: kız tarafı şunu alır damat bunu yapar şu kadar altın lazım... aq istemiyorum; hiçbirini istemiyorum! lakin öyle ki nasıl girilir mevzulara onu bile bilmiyoruz müstakbel eşimle ben. sanırım o da ben gibi. ne o sordu neyin var neyin yok ne ben sordum...
-istersen blog'a yorum olarak -ya da değerlendirmesini yaparak ekleyebilirsin bunu, oraya yazmak isterdim ancak google hesabım yok, şimdi uğraşmak da istemedim... selamlar.
(Ceren)